Powered By Blogger

15 Mart 2010 Pazartesi

seminer

jeofizikciler, gecen hafta almanya'dan okulumuza seminer vermek icin geldiler. ben, cevre muhendisligi master ogrencisiyim. bolumden dediler ki; 6 gun sabah dokuz, aksam bes katil seminere, sinavi ver, prezentasyonu yap, uc krediyi kap. ben de bu duruma pek tabi eyvallah deyip, yazdim ismimi. cuma gunu sabah 10:15'de francesco girisi yapti. giris yetmis slaytlik bir giristi, saat 14:30 civari uyanik kimse kalmamisken sanirim giris sona erdi. francesco; doktora ogrencisi benden bir yas buyuk, caliskan, tiknaz, dis gorunusune fazla onem vermeyen ki mesela bordo renkli, camasir ipinden sabah alinmis, burusuk otesi kadife pantolonla okula gelebiliyor, evli, anlatim kabiliyeti sinirli bir italyan. iyi cocuk ama bolum baskanin sag kolu oldugundan, sahsen mesafeyi korumakta fayda goruyorum.

pazartesi gunu ders basladi, sabah dokuzda. 25 kisilik sinif asagi yukari orada, ben en arkadaki yerimi almis uzak gozlugumu takmis, kel kafali, sinirli alman jeofizikcinin anlattiklarini dinliyorum. diger vatandas ise daha bir mulayim fakat onun da sesi cikmiyor. karp daha iyi anlatiyor. ben, bir yandan da etrafa bakiyorum, kim var kim yok diye? leton, rus ogrencilerle birlikte aliyoruz dersi, arada ingilizce'de takiliyorlar, fena olmuyor, mola oluyor benim icin. ayrica alman sahis, iki dakikada bir sinifa o ne, bu ne diye sorular soruyor. ben pek karismayayim diyorum ama vatandasin alayci ifadelerine daha fazla dayanamiyorum, ki anlatilan konudan o kadar uzak degilim, sonucta olan oluyor ve sorulara tek tuk cevap veriyorum, adam da beni mimliyor. konu; atik degerlendirme uzerine topragin elverisliligi, katmanlar, arastirma teknikleri vs.

bendeniz, nasil olduysa konudan uzaklasip sinifta bulnan kizlara tek tek bakiyorum, her biri T.C standartlarina gore guzeller fakat bu on iki adet insan evladindan en guzelini yaratmak icin daha bi derin ki sapikca da denilebilir, incelemeye geciyorum. genelde onde kumelenmis oluyorlar, ben ise en arkada konuslanmisim. ilk is olarak yerimi sol tarafta, onden ucuncu siraya tasiyorum, hem bu sayede bizim ispanyollar'in butun hafta surecek chatlesmelerinden dogan klavye seslerinden de uzaklasmis oluyorum.

yeni yerim gayet guzel, manzara harika ayrica cam kenari oldugundan disarida yagan kari ve insanlari da izleyebiliyorum. bunaltici seminerde artik uc isim var; dersi dinlemek, kizlari seyredip, en iyiyi yaratmak ve disarida olan biteni kus bakisi gormek. onumde sonradan estonya asilli oldugunu ogrendigim buraya gore kumral, bize gore sarisin olan kizi incelemeye aliyorum. dandik bir elbise, icinde yesil-beyaz enine cizgili celtic formasini andiran ince bir kazak var. devamli gerindigi icin omuzlarini ve sirtini gorebiliyorum, ellerini ve bileklerini de. dondugunde de yuzunu goruyorum, herhangi bir bolgeyi secmiyorum ve bu kizi eliyorum derken kiz muthis bir soru soruyor, ben de beyninin akademik kismini aliyorum.

ikinci olarak sag tarafimda ayri sirada oturan anna adindaki kiza bakiyorum. secim; laptopinin fisini takmak icin benim siramin onune dogru gelmesi ve egilmesi ile netlesiyor. siyah dar bir kot giydiginden uzun bacaklari, yuvarlak poposu seciliyor. ayrica oturdugunda tekrar bakiyorum, maksimum 37 olan ayaklari da alayim diyorum ki burada 37 giyen kiz bulmak zordur. vee maria ki en onde oturan hareketleri ile aslan burcu oldugunu tahmin ettigim, ukela biri izlenimi veren hatun kisi. guzel saclari, yuzu, gozleri ve gogusleri var. ilk ara esnasinda onumden geciyor ve gulumsuyor. daha sonralari ise durup dururken arkasini donup, 10 sn civari gozlerime bakiyor ve kafasini ceviriyor. kahve makinesinde onumde yer aldiginda cuzdanini aciyor, ben de o sirada erkek arkadasi ile cekilmis resmi goruyorum, tam tahmin ettigim gibi, oyuncu diyorum, kahvesini aldiktan sonra yine bana gulumsuyor disindeki pirlanta da gozume carpiyor, ben de hafifce basimi sallayip selam veriyorum. dislerini aldim diyorum ve masmavi hulya avsar'inkine cok benzeyen gozlerini de.

sac icin onunla birlikte bir aday daha var, adini bilmiyorum ama cok canli, omuz ustu kut kesilmis saclari var kizin, bakimli. budur diyorum. sali gunu arada okul gazetesindan olan adinin vita oldugunu ogrendigim biri gelip benimle tanisiyor, arkadasini da tanistiriyor, julia. vita'nin kirpiklerini ve cok sigara icmesine ragmen julia'nin genis omuzlarini seciyorum o esnada. gogusler icin devamli erkek arkadasiyla opusen kiz, maria, anna yarisiyor. maria, carsamba gunu giydigi elbise ile bir adim one cikiyor ve french yapilmis tirnaklari sayesinde ellerini de gogusleri ile beraber sectirtiyor pek tabi zekasini da aliyorum onun. burun ve yuz yapisi ve cene icin ise oyumu sacini aldigim kizdan yana kullaniyorum. ten, kollar, boyun ve dudaklar ise erkek arkadasi olan kizdan alinmali diyorum. beli ise yine anna'dan aliyorum.

cuma gunu test oluyoruz, herkes geciyor. ben, bir onceki gun cok calismasam da her derse girmis oldugumdan iyi puan yapiyorum, yaptiklarimi ispanyollarla da paylasiyorum, seminer diplomamizi da akabinde aliyoruz. presentasyona ise dokunmuyorum, onu ispanyollar yapiyor ben ise deprem, s ve p dalgalari hakkinda yuzeysel konusuyorum, sismik olcumden ornekler veriyor, uc krediyi cebime koyup, yoluma devam ediyorum. bu arada can sikintisindan, maria'nin cantasinin ponponunu sektirirkenki resmini ciziyorum tabi vermiyorum..

iyi aksamlar.

24.02.10

serhan.

Hiç yorum yok: