Powered By Blogger

23 Mart 2010 Salı

sedat erener

su anda o kadar uzgunum ki tarifi mumkun degil. ruhen, yillar once agabeyimi kaybettigim zamanki gibi bitik, yikik ve caresiz hissediyorum kendimi. bundan sonra olacaklari bildigim icin de uzuntum ikiye ayriliyor; bir tarafi kayiba, bir tarafi kaybedenlere dogru. gunlerin, aylarin gecisini, evdeki ilk onsuz gececek geceyi, ilk sene-i devriyenin hissini bildigim icin, sadece gulmekten degil, aglamaktan da katilabilecegine sahit oldugum icin uzuntum ikiye ayriliyor. yazarken nefes almakta gucluk cekiyorum, ben boyle isem onlar nasildir diyorum, kendi kendime cevabi veriyor, tekrar en basa donuyorum.

bir aile dusunun ki herkes gipta ile baksin, beraber cekilen her resminiz 'cercevelik' olsun. hos, mutlu bir karln, efendi, yakisikli, cesur bir oglun ve son olarak da 'tekne kazintisi' guzel, basarili bir kizin olsun. onlara iyi bir gelecek saglamak icin durmadan calis cabala, lakin eve geldiginde gordugun manzara karsinda durakla, sahip olduklarina soyle bir bak ve yorgunlugun hemen gecsin. bu arada, etrafindaki insanlara nasil iyi bir es ve baba olunur diye de ornek ol. her sabah aynada tiras olurken, tanri'nin bahsettikleri icin ona tesekkur et, ardindan gulumse ve tirasina devam et. derken hic beklenmedik bir anda, 'ecel' seni yakalasin, kulagina zamaninin doldugu fisildansin.

kim bilir ne acidir, bu kadar sahane bir manzaradan kopmak, cocuklarinin cocuklarini goremeden gitmek zorunda olmak. jale'n ile yasliligin tadini cikaramamak, kizinin dugununde cakir keyif olamamak, oglunla bir daha erkek erkege konusamamak. olmek degil de bunlari yapamamak kahrediyordur, yeni mekaninda sedat erener'i. muhtemelen su anda; yanina, teselliye gelenlere nazikce yalniz kalmak istedigini soyluyordur, kus bakisi kalabalik evine bakip, derin derin icini cekerken.

keske daha kalabilseydin.

23.03.10

serhan.




Hiç yorum yok: