Powered By Blogger

31 Ekim 2010 Pazar

ruh sagligimi bozan faktorler -1

selamlar,

ben, akrep burcuyum ve ayin 5'inde iki ayni rakam yanyana gelecek ve bir sayi olusturacak. o sayi, benim bu seneki yeni yasim olacak iste. kismetse tabi. bu yasla birlikte, msn'deki kisisel iletime "dante gibi, ortasindayiz omrun.." yazmama tam iki yil kalmis olacak mi? hayir, cunku boyle bir ileti yazmayacagim. simdilerde 35 yasina gelen her msn'i, fb'u olan insan evladi, o cumleyi oraya yazmak icin hazir bekler. haa cumle kotu mu? tabi ki de hayir, gayet guzel lakin onca kisinin yazdigi dizeyi ben oraya yazamam, usta. mizacim; bu ve bunun gibi hareketleri gerceklestirmeme engel :/ davranis seklim, belki ruh sagligimi bozan faktorlere davetiye ama herkesin yaptigi rutin isleri yapmaktan hoslanmiyorum. sigarayi bile bu yuzden biraktim lan ben.

hayatimda ilk hatirladigim olaydan baslayayim, sanirim kendimi bilme anim bu. cok garip bir an. ilk hatirladigim annemin kucaginda oturup, arabadaki sicak ufleyen kalorifer petegeni ellemekti. evet, ilk hatirladigim sey bu. zaten ben az daha arabada dogacakmisim, arabalara olan duskunlugumun buradan geldigini soyler, babam. ilk arabayi 12 yasinda kacirdim, datca'da. babam lokma yerken, ben arabayla onunden geciyordum. tam tersi olmaliydi, di mi? ilkokula kadar hayatim, kuzenimle beraber haftasonlar camlica'da anneannemlerde, hafta arasi ise istanbul - ciftehavuzlar'da gecti. kendimi oyalardim ben, sorun yoktu. kuzenimin anne ve babasi ayri oldugundan, zirt pirt aglardi. ben de kendimi, onu eglendirmeye adamistim. o, mutsuz olunca benim mutlu olmam diye bir sey soz konusu degildi. taa o gunlerden bir kalma bir davranisti bu. hayatima giren kadinlar, genelde mutsuz hatta bildiginiz "problem yumagi" idi, duz-mutlu olanlar da ilgimi cekmiyordu zaten. benimleyken mutlu olmalarini gormek, buyuk haz hatta hala da hazdir. bu durum, ister istemez benim de ruh sagligima dokandirir iste ama olsun, hic pisman degilim.

ilkokul caginda; cok arkadas edindim, devlet okuluydu. insan ayirmazdim; hoca dahil zengin, fakir ayrimi yapardi. mahallede, yazlikta her kesimden cok arkadasim vardi. sicak kanli bir tiptim, biraz yaramazdim eyvallah ama cogunluk severdi iste. agabeyim iyi bir adamdi. bana iyi niyetli, yardimsever olmayi o ogretmistir. gidisi, agzima saglam sicmistir lakin yerine kimseyi koy(a)mamisimdir; mekani cennet olsun. olum acisini cok sevdigimiz bir arkadasimizi kan kanserinden (ki burada yazmistim) kaybettigimizde anlamistim. daha dogrusu, abim anlatmisti; "lan salak, oyun oynamayi birak da bir daha goremeyecegin arkadasini dusun.." dediydi bana. elebette, biraz daha yumusak cumelerle soylemisti durumu ama konusmanin anafikri buydu. cenazeleri hic kacirmam belki de bu cumlelerin etkisiyle. milletin, pek geri durdugu cenaze islerinde; hep en on safhada yer alir, mezara kim girecek? denildiginde, herkes birbirine bakarken muhtesem bir psikolojim varmis gibi; "ben girerim.." diyen ilk kisi olurum. muzayede gibi bir sey lan, benim icin bu olay. normal olmak nasil bir sey acaba? meraklanmiyor da degilim hani :/. olum anlarinda herkes gibi uzulurum, farkli olan ise; benim uzuntulerim daha derin olur, dolayisiyla ruh sagligima yansimalari da kalici olur.

ilkokulda, haksiz yere tokat yemistim, mudurden. sonra agzina fena sictirdim o ayri :@ haksizliktan nefret ederim, beni az biraz asabi yapmakta o tokadin katkisi vardir. olay soyle gerceklesmisti; oglenci idim, evden cikarken mercimek yemistim, yaninda azicik sogan. annem; "sogan yeme olm,  kokarsin dediydi.." de ben yediydim. kime kokacagim ki? cocuguz iste. annem zaten ona kokarsin, buna ayip suna tuh vs milletin ne dusundugu ile cok ilgilenirdi. neyse, ilkokul uc'te filanim hic unutmam. evden cikarken annem agzima "minti" naneli ciklet atti, sogan kokmayayim diye. iste siniflara giderken, merdivenlerde itis kakis oldu ve biz bir cocukla bogusmaya basladik, ben ufak tefektim o zamanlar ama gucluydum, bogusmayi da biliyordum. evde bir abi vardi ya, her gun komondo egitimi goruyordum. oradan gecen bir ogretmen hemen cocugu ve beni mudure goturdu. bok var! ayir, bir daha yapmayin bakayim filan de.. di mi? ne sikime o yavsak mudure goturuyorsun bok kari? sonraki kare; mudurun odadayiz, cocuk bildiginiz zirliyor. ben de bakiyorum ne agliyor bu gerzek diye? lakin cok guzel 'sucsuz'u oynadi pic. bana ise diger rol olan 'suclu' kalmisti. bu da sanki miras kaldi. yeri gelmisken belirteyim de genelde ben, bir sekilde olaylarda suclu bulunurum.. neyse sittir ett..

o pic, odadan cikarken mudur bana oyle saglam bir tokat atti ki; hazirliksizdim da, o karisiklikta agzimdan atamadigim ciklet bir anda bogazima kacti. iki uc kere oksurdum de cikti, az kalsin bogluyordum amina koyayim. hala, aklima geldikce belirli araliklarla mudure kufur ederim. iste o takat ve ardindan gelen bu bogulma korkusu benim psikolojimi icine sicmisti. yillarca, "bogulacagim lan galiba.."korkusuyla ilac bile yutamamistim birakin onu, normal yutkunurken bile tedirgin olur vaziyetteydim, bu pust mudurun yuzunden. rahmetli doktorum necmettin amca; iyi ugrasmisti da benimle, sonunda duzelebilmistim. yillarca balik yagini surup seklinde ictiydim..

devami gelecek..

gorusuruz.

serhan.

31/10/10

Hiç yorum yok: